Translate

31 Ekim 2013 Perşembe

Biraz adrenalin.... Yamaç Paraşütü!



             Yıl 2011 üniversiteden 4 arkadaşımla beraber Fethiye'nin yolunu tuttuk. Mezun olalı 4 yıl falan olmuştu. Üniversite zamanlarında Nidoşumla yamaç paraşütünün hayalini kurardık , artık onu hayata geçirme
vakti gelmişti. 
             Tatil boyunca kendimize belirli aktiviteler belirledik. Safari turu , yat turu ve yamaç paraşütü vs.. Her biri birbirinden eğlenceliydi. Ama tabiki en merak edilen, en heyecanlı , en çarpıcı olan Yamaçtı ve onu en sona saklamıştık. 
            Günlerce ondan konuştuk, araştırdık, tüm firmalara uğradık , acaba hangi firma en iyisi? Kolay değildi tabi canını ortaya koyuyorsun :) Üstelik biz gelmeden önce 2 kişi hayatını kaybetmişti. Üstelik hoca oranın en iyilerindendi..!


        Onca fikirden sonra karar alınmıştı. Nidoşumla ben tamamdık, diğer arkadaşlar Sevda ve Pınar geri adım atmışlardı. Nidoşla gidip biletlerimizi aldık. Artık heyecandan duramıyordum. İçimi inanılmaz bir korku sarmıştı. Nida ise her zamanki gibi hiç umurunda değildi. 
        Bize en uygun saatin öğle saatleri olduğunu söylediler ve bizde ona göre biletlerimizi aldık. İstenilen saatte firmanın oraya gittik. Hepimizi bir otobüse bindirdiler ve başladık dağı tırmanmaya. Otobüste sanırsam tek korkan bendim. Herkes şen şakrak kahvaltı yapıyor, gülüyor. Kızın bir tanesi vardı ki single uçuş yapacaktı. Nidoşla otobüste hocalara meraktan bir sürü sorular yönelttik tabi ki, o sohbet esnasında  bir tane hocaya içim ısındı ve tüm yol boyunca benimki o olsun diye dua ettim. 
      Dağı tımandıkça bende ki adrenalin tavan yapmıştı zaten :):)

      Ve artık atlayış yapılacak yere gelmiştik. Ne olacaktı şimdii !! . Hocalar kilomuza boyumuza göre bizleri seçmeye başladılar. Ve istediğim olmuştu beni seçti, azcık olsa da rahatlamıştım :)
      

Gözlerimdeki korku ve suratımdaki zoraki gülümseme :)




                 Hoca hiç durmadan fotoğraflar, video çekiyordu. Ekipmanlarımızı hazırlarken aynı zamanda nasıl yapacağımızı anlatıyordu. Evet kemerlar bağlanmış kask takılmıştı. Nefesim iyice kesilmişti. Kemerimi iyice kontrol ettim. Çünkü yukarıda bahsettiğim ölüm bundan gerçekleşmişti. Hoca kemeri bağlamayı unutmuştu. !!
                 Aman tanrım bir dakika ilk ben uçacaktım galiba. Evet diğerlerinden ayrıldık ve öne doğru gittik. Pozisyon alındı ve ben koş deyince yamaçtan  aşağı doğru koşuyoruz , sonra ayakların yerden kesilecek dedi. Aynen de öyle olduu... Ama bu muhteşem bir şeydii. 6000 fit yukardaydım ve inanılmaz bir manzara vardı. Ölüdeniz harikaydı..
               




           

        Korku yerini çok büyük bir keyfe bırakmıştı. Her birimiz  bir yerde uçuyor, birbirimize uzaklaşıp yaklaşıyor , hocayla muhabbet edip fotoğraflar çekiliyorduk. Ta ki o an gelene kadar. Hoca bana dedi ki miden bulanıyor mu bende saf bir şekilde hayır bulantım yok dedim. O zaman bak sana ne yapacağım dedi ve o an dünyam karardı :):) Havada hızlı hızlı dönmeye başladık, akrobasi yapıyordu. . Oysa istemediğimi söylemiştim ama nafile  bağırmaktan rüzgarın etkisiyle ağzım falan kaymış. Günlerce izleyip izleyip güldüm :) 


              
        Ve sıra gelmişti inişe . Çıkardığımız kasklarımızı tekrardan taktık ve süzüle süzüle çatılara doğru yol aldık. sahilde iniş pisti yapmışlar ve çok şükür ki kendimizi oraya attık :)
              


Ve artık ayakklarım yere basıyordu :):)
                
      Bu maceramda bu şekilde sonuçlanmıştı. Aşağı iner inmez Nidoşumla buluştum. Bizim adrenalin meraklısı Nida'nın hocası babacan çıkmış Nidayı şöyle bir turlatmış ,akrobasi falan yapmamış . Bizimki de sıkılmış tabi :):) 
        Aşağı indiğimde ilk hissettiğim fark tabi ki hava olmuştu. Birden sanki nefes alamadım inanılmaz boğucu geldi. Kollarım falan buz gibiydi. Azcık midem bulanıyordu. Hepsi belirli süre sonra geçti. Geriye çok güzel bir macera kaldı :):)
      Bi daha deseler , ımmm yine yaparım herhalde :)

Twitter/ balliturtam
 İnstagram/ balliturtam



29 Ekim 2013 Salı

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

     
               Cumhuriyetimizin 90. yılı kutlu olsun . Büyük Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK'ü , silah arkadaşlarını , bu uğurda canlarını vermiş şehitlermizi minnetle anıyorum.

               NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!!!!



Rahmi Koç Müzesi'nden düğün fotoğraflarım

          Yeni evlenmemin vermiş olduğu deneyimle size ilk olarak bu süreçte yaşadıklarımdan bahsetmek istiyorum. İlk etapta fotoğraf çekimlerimi konu alacağım. Düğün günü yaklaştıkça fotoğraf konusu benim için
kabus olmaya başlamıştı. Ta ki o saatler yaşanana kadar...

          Ummalı bir araştırmanın ardından çekim yerini Rahmi Koç Müzesi olarak karar verdim.
Bu fikri eşime kabul ettirmek her ne kadar zor olduysa da, sonunda kazanan ben olmuştum :) Orda aradığım
her şey vardı. Deniz, nostalji, oyun parkı , doğa.. herbirini en iyi şekilde değerlendirmek istiyordum.

      Fotoğraf çekimlerine ilk olarak vapurdan başladık. "Fenerbahçe Vapuru"..






         4. fotoğrafta eşimi kartal moduna sokmaya çalıştılar. Çünkü fotoğrafçı beşiktaşlı eşim ise fenerbahçeli, hemde tam bir fanatik...
         Vapurdan ayrıldıktan sonra sırada uçak vardı. Fakat ben ona cesaret edemedim. Merdivenleri gözümü korkuttu, sakatlık çıkartabilirdim.
        Tramvaylara doğru yol alırken köşede duran Kabuk Adamm'ı keşfettik. Çok hoşuma gitmişti tabikide fotoğraf çekilmeden olmazdı. Başladık yine kahkalar eşliğinde çekimlere.
 
       İnanılmaz güzel bir ortam oluşmuştu. Ağustos ayında güneşin altında , o gelinlikle bu kadar zevkli bir çekim olacağına kimse beni inandıramazdı.
       Sıra gelmişti nostaljik tramvaylara.. Rahmi koç müzesinin en çok hoşuma giden kısımlarından biri.
İsterseniz bu tramvayda gezide yapabiliyorsunuz. Sütlüce - Hasköy arası nostaljik bir gezi kulağa çok hoş geliyor. Tramvayın içinde eski reklam fotoğrafları var. Bunları incelemek çok keyifli.








       Ve birde Coco Cola otobüsümüz vardı. İçine giriş için malesef izin yok.


     
 Ve burayı da tamamladıktan sonra müzenin çeşitli eski dükkanların, eski bir arabanın bulunduğu  meydan var. Burası bayag yoğundu. Özellikle araba için belirli süre sıra bekledik. Tabi o esnadada boş durmadık...





          Fotoğraf çekimlerinin vazgeçilmezlerinden biri tabiki de aksesuarlar. Bıyık, dudak, kokoş şapkalar, renkli balonlar ,papyon vs..

         İştee benimde fotoğraf çekimim böylece geçti gitti. Çekimler bittiğinde binyüz adet fotoğrafımız olmuştu. Fotoğraflarımızda emeği geçen Zeki Bey'e ve yanımızdan ayrılmayan arkadaşım Nurcan'a çok teşekkür ederiz.
        Gelin adaylarına fotoğrafları için kesinlikle önerebileceğim bir yer. Giriş ücreti 350,00 tl alıyorlar. En fazla 5 kişi girebiliyorsunuz . Bu müzeyi normal bir günde de kesinlikle gezmek istiyorum. İncelenmesi gereken ve insana keyif veren çok fazla şey var.
         Görüşmek üzere....
       
       
 
         

26 Ekim 2013 Cumartesi

Merhaba..

      Blogger olma yolunda il adımımı attım. Neden tercih ettiğimi sorarsanız, zevkli, eğlenceli ve yararlı olacağını düşünüyorum. Markalar , mekanlar , sosyal faaliyetlerim hakkındaki deneyimlerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Umarım her şey yolunda gider . 
      Şimdiden teşekkürler...